Macar Haberler – Török Hírek

Macar haberler Türk dilinde – Török hírek magyarul

Budapeşte

97Budapeşte’de yapılacak o kadar çok şey, görülecek o kadar yer var ki, yazmanın en zor olduğu şehirlerden diyebilirim. Mohaç Meydan Savaşı ile Osmanlı topraklarına katılıp sonrasında Karlofça Antlaşması ile Osmanlı topraklarından ayrılan Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de Osmanlı döneminden kalma izler arasında Hamam, Kırmızı Biber ve Kahve ilk sıralarda geliyor. Budapeşte’nin tarihi kaplıcalarına gitmeden, paprika denilen acı biberini tatmadan, meydanlarında kahve içip gulaş çorbası denemeden ve şehrin biraz dışında sanatçılar kasabası Szentendre‘yi görmeden dönmeyin. Bir de mümkünse metrolardaki yürüyen merdivenlere binmeyin çünkü çok hızlı gittiğinden her an bir kazaya kurban gidebilirsiniz.

Kaza dedim de annemle yaptığımız üç günlük Budapeşte gezimizin ilk anlarında annemin hareket halindeki yürüyen merdivenlerden yuvarlanması ve her yerinin ezik olması bizim bu tarih dolu kenti keşfetmemize engel olmadı. Budapeşte’de ulaşım çok kolay olsa da siz yine de metrolardaki yürüyen merdivenlere dikkatle binin. Gördüğüm en hızlı merdivenler bu şehirdeydi.

Budapeşte’ye turla gitmenize hiç gerek yok, biraz İngilizce biliyorsanız. Kesinlikle tek başınıza, yardımcı bir kitapla gezebileceğiniz kolay bir şehir. Biz şehir merkezinde İstiklal Caddesi diyebileceğimiz Vaci Caddesi’nde Mercure Budapest City Center Otelinde konakladıDobos Tortak ve ulaşım açısıEsterhazy cakendan kesinlikle herkese tavsiye ederim. Özellikle otelin kahvaltısı muhteşem. Havalimanından şehir merkezine gelmek hem çok kolay hem de ekonomik. Öyle taksi ya da otel aracı kullanmanıza gerek yok. Havaalanının hemen çıkışında bulunan 200E numaralı otobüsle yirmi beş dakikada Kobonya Kispest durağına geliyorsunuz. Burası son durak. Bileti gişeden alırsanız 350 HUF, otobüste alırsanız 450 HUF. Kobonya Kispest durağından M2 ya da M3 metro hattı ile Deak Ferenc ter ya da Vörösmatry ter durağında inebilirsiniz. Hatta Vörösmatry durağında inip açık havaya çıktığınızda karşınıza gelen Gerbeud Kafe, şehrin en tarihi ve en güzel kafelerinden, Avrupa’nın en iyi pastanelerinden. Burada bir Esterhazy Cake ya da Dobos Torta denemenizi öneririm.

Tuna Nehri üzerinde yer alan ve nehrin ikiye böldüğü şehirde daha tepelik ve tarihi olan kısım Buda, düz olan ve daha hareketli kısım Peşte diye adlandırılmış. Tuna Nehri ve üzerindeki köprüler şehrin her köşesinden başka başka güzel fotoğraf kareleri oluşturuyor. Zincirli Köprü – Lanchid- en ünlülerinden. Macarlar Tuna’ya Duna diyor, İngilizce ise Danube demek.

Doğu Avrupa’nın Paris’i sayılan Budapeşte’yi gezmenin en iyi yolu yürümek deyip çıksak da yola, her şehirde Hop On Hop Off adı verilen ve tüm şehri dolaştıran iki katlı otobüslere binmeyi de ihmal etmedik. Özellikle ilk gün nerede ne var diye etrafa bir göz atmak iyi oluyor bu sayede. Üstelik Budapeşte’de Türkçe rehberlik hizmeti de var bu otobüslerde. Hop On Hop Off ile geldiğimiz Buda’nın Kale Bölgesi’nde yürümek, her bir tarih kokan binaya, esere bakmak saatlerimizi aldı. Kale Bölgesi’ne Siklo adı verilen tarihi fünikülerle çıkmak da mümkün. Kraliyet Sarayı, Matyas Çeşmesi, Ulusal Galeri ilk gördüğümüz yerlerden. Ulusal Galeri’de şansımıza Picasso Sergisi olması ressam olan annem için büyük bir şanstı. Tarnoc utca boyunca yürüdüğümüzde rengarenk hediye dükkanları, kadınların yaptığı el işlemesi örtüler tüm canlılığıyla bize eşlik etti. Annem “kendimi hiç yabancı hissetmedim” sözünü sanırım şehir hala Osmanlı’nın izlerini taşıdığından olsa gerek söyledi. Öyle ki Buda’da bulunan Gül Baba Türbesi de bunun en güzel örneklerinden. Hediyelik eşya dükkanlarını geçtiğinizde karşınıza gelen masallardan çıkmış görüntü aslında Balıkçı Tabyası diye biliniyor. Hemen yanındaki Matyas Kilisesinde bazı yaz akşamları org konserleri düzenleniyormuş. Şehir Osmanlıların eline geçtiğinde bu kilise bir zamanlar camiye dönüştürülmüş. İçeride olmasa bile dışarıda durup, karşıda görünen Parlamento binasının ihtişamını ya da Zincir Köprüsü’nün güzelliğini izlemek konserdeymiş hissi veriyor insana. Bu arada çok yerde karşımıza çıkan Matyas (Matthias) adı, Macar Kralı Matyas’tan geliyor.

Gellert Hill, şehrin en güzel manzaraya sahip yeri bence. Şehir merkezinden yürüyerek on beş dakikada ulaşabileceğiniz gibi iki günlük aldığınız Hop On Hop Off ile çok daha kolay çıkabilirsiniz tepeye. 140 metre yüksekliğindeki tepe uzun yıllar kötü hikayelerle anılsa da bugün turistlerin en rağbet ettiği yerlerden. Peşte’nin neredeyse tamamını görebileceğiniz bir manzaraya sahip tepede ilk olarak Özgürlük Heykeli (Szabadsag Szobor) karşılıyor. Bir kötülükle mücadeleyi temsil eden iki heykel özgürlüğün sembolü. Özellikle gece bu tepeye çıkarsanız göreceğiniz ışıklı manzara karşısında uzun bir süre uyku tutmayacağını söyleyebilirim.

Buda ve Peşte’yi birbirine bağlayan altı farklı köprü var. Bunların ilki ve en ünlüsü Zincir Köprüsü. Buda ve Peşte, bu köprü yapılmadan önce iki farklı kimlikmiş her ne kadar ortak bir tarih paylaşsalar da. Hala Buda’nın şaşalı binaları ve tarih kokan sokakları, Peşte’nin canlı ve güncel yaşam tarzından çok farklı aslında.

Devami – banunundunyasi.com

Hozzászólás

Information

This entry was posted on május 23, 2016 by in Gezilecek yerler and tagged , , .

Navigáció

Naptár

2016. május
h K s c p s v
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  

Statisztika * Istatistik

  • 537 810 látogató * ziyaretçi

Impresszum

A trhunews.wordpress.com weboldal a Magyar Tartalomszolgáltatók Egyesületének Tartalomszolgáltatási és Etikai Kódexét magára nézve kötelezőnek ismeri el. Az oldal WordPress alapon működik. Az oldal tartalmával, esetleges hibás működésével kapcsolatos észrevételeit, panaszait kérjük, hogy a trhunews1@gmail.com címre küldje. Köszönjük, hogy olvasóink között üdvözölhetjük! Kérjük, hogy a cookie-kra vonatkozó figyelmeztetésünket olvassa el, és ha egyetért vele, szívesen látjuk, böngésszen nálunk, kérdezzen tőlünk. Hoşgeldiniz!